Koronavirüs salgını uzun süredir imkansız gibi görünen birçok değişikliği beraberinde getirdi. Virüs ile beraber şirketlerin evden çalışma politikasına ağırlık vermesi trafiği büyük ölçüde rahatlattı.
Yolların eskiye nazaran daha tenha hale gelmesi bisikletlilere ve yayalara daha fazla alan sağladı. Bisiklet böylelikle bir anda ideal ve kişiyi koronavirüs tehlikesinden uzaklaştıran ulaşım araçlarından biri haline geldi.
Çevre dostu, sürdürülebilir ve sağlıklı ulaşım aracı olan bisikletin pek çok olumlu yönü var. Kişiyi zinde tutan bisiklet, kalori yakılmasını, kasların çalışmasını, eklemlerin daha güçlü olmasını sağlıyor. Ayrıca seratonin, dopamin ve endorfin gibi hormonların salgılanmasına yardımcı oluyor. Zira Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu da sağlıklı ulaşım aracı ve çevre dostu olan bisikletin önemine dikkati çekmek amacıyla 3 Haziran’ı, Dünya Bisiklet Günü ilan etti.
KORONAVİRÜS BİSİKLETİ YAYGINLAŞTIRDI
Peki dünyada ve ülkemizde bisiklet kullanımı ne durumda? Bisiklerin en çok kullanıldığı ülkeler arasında başı şüphesiz Hollanda çekiyor. Hollanda’yı Danimarka ve Almanya takip ediyor. Dünyanın en bisiklet dostu şehirlerinde ise Kopenhag, Amsterdam, Utrecht, Antwerp, Strasbourg, Bordeaux ve Oslo gibi ülkeler bulunuyor. Türkiye ise maalesef sıralamada yok.
Ancak Bisikletliler Derneği Genel Başkanı Murat Suyabatmaz, koronavirüs pandemisinde bisiklet kullanımının artış gösterdiğini belirtti.
Bisiklet kullanımının yaygınlaştırılmasının koronavirüs döneminde fırsata dönüştürülebileceğini belirten Suyabatmaz, “Bu dönemde insanlar sosyal mesafe için kısa mesafede toplu taşıma yerine bisiklet uzun mesafede de elektrikli bisiklet kullanmaya başlayabilir. Sonuç olarak bisiklet kullanımının teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması gerekiyor” dedi.
“STANDARTLARA YETERİNCE UYGUN DEĞİL”
Suyabatmaz, Türkiye’de yapılan bisiklet yollarının yarıdan fazlasının standartlara yeterince uygun olmadığını ifade ederek, “Bu durum bisiklet kullanımını engelliyor ya da yapılan yollar ulaşım amaçlı değil. Örneğin sulama kanalının kenarına 9 kilometre bisiklet yolu yapılıyor ya da parkın içine yapılıyor. Bu da günlük yaşamda topluma ulaşım amaçlı katkı sunamıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Suyabatmaz “Bazı ülkeler bu dönemde bisikletlerin tamiri için kişi başı 50 euro dağıttı, bazıları da bisiklet satın alınmasında 250 ile 500 euro arasında değişen oranlarda satın alma desteği yaptı. Ülkemizde de en son düşük faizli kredi kampanyasında bisiklet kredisi açıklandı. Ama 3 bin liranın üzerinde bir bisiklet alırsanız bu kampanyadan faydalanıyorsunuz. Bizim talebimiz şehir içinde kullandığımız ulaşım ve spor amaçlı ekonomik bisikletlerin de bu kampanya kapsamına alınmasıdır. Hatta birçok ülkede olduğu gibi KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Böylece insanların tasarruf yaparak bedava ulaşımla spor yapması sağlanacaktır.”
TÜRKİYE’DE BAŞI KONYA ÇEKİYOR…
Elverişli coğrafi özellikleri ve insanların ilgisiyle dünyaya örnek bisiklet kullanım kültürü bulunan ve ‘bisiklet şehri’ olarak bilinen Konya, 515 kilometrelik bisiklet yoluyla Türkiye’nin diğer şehirlerine örnek oluyor.
Sokaklarında 7’den 70’e herkesin bisiklet kullanırken görülebileceği kentte, hemen her hanede bir bisiklet bulunuyor. Konya’yı bisiklet yolu uzunluğunda 160 kilometreyle İstanbul, 65 kilometre ile Eskişehir takip ediyor.
Bisiklet kullanımının trafik yoğunluğunu azaltmasının yanı sıra hava kirliliği, enerji verimliliği ve iklim değişikliğiyle mücadelede de önemli rol oynadığını söyleyen Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay şöyle dedi:
“Konya’da neredeyse evinde bisiklet olmayan kimse yoktur. Hatta birçok evde birden fazla bisiklet vardır. Bizler de bisiklet kullanımını teşvik etmek amacıyla güvenli bisiklet yolları yapıyoruz. Yoğun trafikte bisikletlerle ulaşımı emniyetli hale getirmek amacıyla merkez ve ilçelerde 515 kilometre ayrılmış bisiklet yolu ile çok sayıda bisiklet parkı oluşturduk. Konya, 515 kilometre uzunluğundaki bisiklet yolları ile Türkiye’de lider konumda. İstanbul 160 kilometreyle ikinci, Eskişehir de 65 kilometreyle üçüncü sırada yer alıyor.”
YURT İÇİ VE YURT DIŞINDA TALEPLER ARTTI
Sosyal mesafe, temas ve izole yaşam duyarlılığının artması yurt dışında da bisiklet kullanımını, dolayısıyla satışları artırdı.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, bisiklet üreticileri, yılın 7 ayında Almanya, Hollanda, Fransa, İspanya ve İtalya’nın da aralarında bulunduğu Avrupa ülkelerine 33 milyon 318 bin avro karşılığı 218 bin 298 adet bisiklet ve elektrik destekli bisiklet ihraç etti.
2019 ocak-temmuz döneminde 204 bin 694 bisiklet ve elektrik destekli bisikleti yurt dışındaki kullanıcıların hizmetine sunarak 27 milyon 496 bin avro döviz girdisi sağlayan Türk bisiklet sektörü ihracatını miktar bazında yüzde 6,6, değer bazında ise yüzde 21 artırdı.
Sektör temsilcileri bisiklet ihracatındaki bu artışı, Kovid-19 salgını nedeniyle mart, nisan ve mayıs aylarını sokağa çıkma kısıtlaması dolayısıyla evlerinde geçiren Avrupalıların kısıtlamaların ardından ‘en izole ulaşım aracı olarak gördükleri’ bisiklete yönelmelerine bağladı.
ALMANYA’DA FİRMA BİSİKLETİ DÖNEMİ
Örneğin Almanya’nın başkenti Berlin’de yaşayanlar arabalarını bırakıp bisiklete biniyor. Kentteki firmalar çalışanlarına şirket aracı yerine bisiklet temin etmeyi tercih ediyor. Bu durum özellikle işverenleri memnun ediyor. Çünkü bir otomobilin yerine 8 bisiklet sığıyor. Ayrıca araç kiralama bedeli de düşüyor…
Bisiklet Endüstrisi Derneği (BİSED) Yönetim Kurulu Üyesi Anıl Şakrak, kullanıcılarda sosyal mesafe, temas ve izole yaşam duyarlılığının artmasının bisiklete hem yurt içi hem de yurt dışı talebi artırdığını dile getirdi.
Şakrak, “Hala Avrupa’dan ve Türkiye’den çok ciddi bisiklet talebi var. Mart ve nisan aylarında sokağa çıkma kısıtlamalarıyla durma noktasına gelen sektörümüz, kısıtlamaların kaldırılması ya da esnetilmesiyle beraber çok ciddi atağa geçti. Şu anda bütün bisiklet üreticileri Avrupa’ya ve yurt içine bisiklet yetiştirmeye çalışıyor” dedi.
“PANDEMİ ÇOK BÜYÜK BİR FIRSAT YARATTI”
Şakrak, şunları kaydetti:
“Elimizdeki veriler, Avrupa’dan gelen taleplerin yeni kullanıcılardan olduğunu söylüyor ancak Türkiye’deki talebin yeni kullanıcı mı yoksa pandemi nedeniyle ertelenmiş alım mı olduğu noktasında belirsizlik yaşıyoruz, o ayrımı henüz yapamadık. Ancak bizim dışarıdaki gözlemimize göre artık insanlar sosyal izolasyonu sağlayacak, ailecek yapılacak etkinlikler için bisiklet alımlarını artırmaya başladılar. Bu yerel ve genel yönetimlerce de bir stratejiye dönüştürülüp teşvik edilmeye başlandı. Sonuç olarak, pandemi bisiklet için çok büyük bir fırsat yarattı.”
Bisiklet sektörünün ihracat potansiyelinin büyük olduğunu vurgulayan Şakrak, şunları kaydetti:
“Avrupa’da yıllık ortalama 20 milyon bisiklet satılıyor, bunun 13,6 milyonunu Avrupa kendi kıtasında üretiyor, kalanını ithal ediyor. Bu ithalatta biz Uzak Doğu ülkeleriyle yarışıyoruz. Elektrik destekli bisiklette ise ciddi anlamda bir artış var. Avrupa’nın 3,4 milyon alımı var, bunun 2,7 milyonunu kendileri üretiyor, 700 bin adetlik ithalatları var. 700 bin adetlik pastadan biz sadece 16 bin adet göndermişiz. Aslında ihracatta çok daha büyük potansiyelimiz var. Bunun etkilerini görmeye başlayacağız çünkü ülkemizde bisiklet sektörünün kalitesi Uzak Doğu ülkelerininkinden çok daha iyi.”