Çanakkale’nin Eceabat ilçesindeki Maydos Kilisetepe Höyüğü’nde devam eden arkeolojik kazıda, Tunç Çağı’nın farklı dönemlerine ait kalıntılar bulundu.
AA’nın haberine göre Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Göksel Sazcı başkanlığındaki ekip, ilçe merkezinde denize yakın bir bölümdeki kazıların 11’inci yılında önemli ipuçlarına ulaştı.
Tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki ilçede yürütülen çalışmalara ilişkin, bilgi veren Doç. Dr. Sazcı, 10 kişiden oluşan ekibin yürüttüğü kazıda 7 işçinin de yer aldığını söyledi.
Kazıya temmuz ayı başında başladıklarını belirten Sazcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekibimizi pandemi dolayısıyla sınırlı tuttuk. O yüzden kısıtlı alanlarda kısıtlı personel ile çalışıyoruz. Çalışmalarımıza her yıl olduğu gibi bu yıl da İÇDAŞ ana sponsor olarak katkı veriyor. Aynı zamanda tabii ki Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan aldığımız ödenekle bu çalışmaları gerçekleştiriyoruz.
Bu yıl her yıldan farklı bir dönem. Daha dikkatli, daha mesafeli çalışıyoruz. O yüzden önceki yıllardaki hızımızla çalışmamız mümkün değil ama yine de çalışmalara ara vermeden devam etmek önemli bir durum. Önceki yıllarda daha geniş alanlarda çalışmıştık, bu sene iki ayrı alanda çalışıyoruz.”
Sazcı, kazının son 15-20 gününde, çalıştıkları alanlardan birinde ulaştıkları Demir Çağı tabakalarının detaylarını araştıracaklarını aktardı.
“VARLIKLI KESİM SURLARIN İÇİNDE, DİĞERLERİ ETRAFINDA YAŞAMIŞ”
Doç. Dr. Sazcı, diğer çalışma alanında ise batı kesitinde görülen savunma sistemleriyle ilgili duvarlara ulaşmayı amaçladıklarını anlattı.
Üstten teknik bir biçimde inmeleri gerektiği için farklı dönemlere ait buluntularla karşılaştıklarını aktaran Sazcı, şunları kaydetti:
“Burada Geç Tunç Çağı’ndan hatta daha da yakın dönemlerden yani Geometrik Dönem’den İlk (Erken) Tunç Çağı’na kadar yapılar karşımıza çıktı. Yapıların içinde ocak yerleri, gündelik hayatta kullanılan seramikler, ağırşak, taş baltalar gibi buluntular ele geçti. Bir de üzeri bezemeli kemikten idol bulduk. Ayrıca Son Tunç Çağı’na tarihlediğimiz yapıların dışında ise etrafı kalın kireçle sıvalı çukurlara rastladık. Bu çukurların benzerlerini burada daha önce de tespit etmiştik. İçinde yoğun miktarda kireç bulunması ve etrafının 5-10 santimetre kalınlığında kireç tabakasıyla kaplı olması, bize burada deri tabaklama işçiliğinin yapıldığını gösteriyor.
Çalıştığımız alan yerleşmenin karaya bakan batı kısmında. Bu alanda ortaya çıkardığımız yapıların içinde ve etrafında genelde Balkanlar’dan bilinen buluntular, üzeri Balkanlar’dan bilinen motiflerle süslenmiş kaplar ele geçti. Bu sebeple de yerleşmenin batı kısmında daha çok Balkanlar’dan gelmiş ailelerin ikamet etmiş olabileceğini düşünüyoruz.”
Sazcı, Orta Tunç Çağı’nda milattan önce 1800-1700’lü yıllarda yapılmış Maydos Kale yerleşimini çevreleyen surların dışında çiftçi, tüccar, denizci gibi kesimlerin, surların içinde ise yönetici sınıfın, zengin ve varlıklı insanların yaşadığını tahmin ettiklerini bildirdi.
Ayrıca, milattan önce 6’ncı yüzyıla ait olduğunu düşündükleri Arkaik döneme ait keçi figürlü seramikler bulduklarını ifade eden Sazcı, sözlerini şöyle tamamladı:
“Çalışmalarda asıl bu yılın bizim açımızdan en önemli neticesi ise eylül ayında yayınlayacağımız kitap olacak. Kitabımızı hazırladık. Şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda tamamlanmış olanları makaleye dönüştürüp bu kitapta okuyuculara sunduk. Bu kitap da İÇDAŞ sponsorluğunda basılacak.”