Yamaç Erdoğan, Türk edebiyatında nadir rastlanan bir tür olan bilimkurguya “Fezmonot” adlı romanıyla cesur bir giriş yapıyor. 71 sayfalık bu kısa ancak yoğun roman, okuyucularını geleceğin distopik bir dünyasında geçen heyecan dolu bir maceraya davet ediyor. Erdoğan, toplumsal çöküş, teknolojik gelişmeler ve insanlık mücadelesini harmanladığı bu eserde, okurlarına hem düşündürücü hem de sürükleyici bir deneyim…
Yamaç Erdoğan, Türk edebiyatında nadir rastlanan bir tür olan bilimkurguya “Fezmonot” adlı romanıyla cesur bir giriş yapıyor. 71 sayfalık bu kısa ancak yoğun roman, okuyucularını geleceğin distopik bir dünyasında geçen heyecan dolu bir maceraya davet ediyor. Erdoğan, toplumsal çöküş, teknolojik gelişmeler ve insanlık mücadelesini harmanladığı bu eserde, okurlarına hem düşündürücü hem de sürükleyici bir deneyim sunuyor.
Roman, bir kıyamet sonrası dünyasında başlıyor. Hortlak virüsü adı verilen bir salgın, insanları ve hayvanları saldırgan hale getirerek dünyayı kaosa sürüklüyor. Hükümetler çaresizlik içinde geri çekilirken, devlet idaresi tamamen çöker. İşte tam bu noktada YŞTC devreye girer. Liderliğini Yamaç’ın yaptığı YŞTC, toparlayıcı bir güç olarak sahneye çıkar ve insanlığı kurtarma mücadelesinin başına geçer.
Yamaç, ulusa sesleniş konuşmasında şu iddialı açıklamayı yapar:
“Bu kargaşada ve kıyamette yaşayan tüm canlıları kurtaracağız. Geliştirdiğimiz tüm teknolojimizle topraklarımızı bu salgından temizleyip tüm dünyayı kurtaracağız.”
Roman, YŞTC’nin teknolojik gelişmeler ve stratejik hamlelerle virüse karşı yürüttüğü mücadeleyi anlatırken, hikâye giderek daha geniş bir çerçeveye yayılır. Ayda altın arama çalışmaları, dünya çapında güç mücadelesi ve hortlak virüsünün kaynağını çözme çabaları romanın temel olay örgüsünü oluşturur. Ancak, romanın sonunda okuyucuları şaşırtan bir ters köşe ile karşılaşmak kaçınılmazdır.
“Fezmonot”, sadece bir bilimkurgu macerası değil, aynı zamanda toplumsal bir eleştiri sunuyor. Roman, bir yandan teknolojik ilerlemenin insanlık üzerindeki etkisini sorgularken, diğer yandan ahlaki değerlerin ve liderliğin önemini vurguluyor. Salgının ortaya çıkışı, hükümetlerin çöküşü ve yeni bir düzenin inşası, okuyucuları toplumsal dayanışma ve bireysel sorumluluk üzerine düşünmeye yönlendiriyor.
Ayrıca, kıyamet sonrası dünyada umut, liderlik ve dayanıklılık temaları romanın her sayfasında hissediliyor. Yamaç Erdoğan, okuyucularına hem kaotik hem de umut dolu bir geleceğin kapılarını aralıyor.
“Fezmonot”u okuyanlar, kitabın akıcı ve sürükleyici diline hayran kalıyor. İşte bazı okuyucu yorumları:
Yamaç Erdoğan, “Fezmonot” ile Türk edebiyatına bilimkurgu türünde özgün bir katkı sunuyor. Roman, hem türün meraklıları için hem de kıyamet sonrası hikâyelere ilgi duyanlar için etkileyici bir seçenek. Erdoğan, yalnızca yaratıcı bir hikâye anlatıcısı değil, aynı zamanda toplumsal meseleleri bilimkurgu formatında işleyen yenilikçi bir yazar olarak öne çıkıyor.
“Fezmonot”, Türk bilimkurgu literatüründe cesur bir adım atmak isteyen herkes için mutlaka okunması gereken bir eser.
Reklam & İşbirliği: [email protected]